İznik Surları İkinci Etap
Lokasyon
Bursa
Kurum/Müşteri
Bursa Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü
Tarih
2021
İş Türü
Proje
İznik’teki Bizans dönemi eserlerinin başında surlar ve sur kapıları gelmektedir. İznik’te Bizans öncesi yapılan Helenistik Çağ surlarından hiçbir iz günümüze gelememiştir. Yörede yapılan kazılarda da onlarla ilgili bir kalıntıya rastlanmamıştır. İznik Gölü çevresindeki surlardan ve Göl Kapısı’ndan da bir kalıntı bulunamamıştır.
Roma dönemi surlarının üzerine yapılan Bizans surları ve Osmanlının onarımları ile bu surlar Anadolu’nun en iyi korunmuş savunma sistemleri arasındadır. Helenistik dönemin önemli bir yapılanması olan Hippodamos planı düzeninde, birbirini kesen caddelerden oluşan şehir planında İznik’in iki ana caddesi Antik Cardus ve Decumanus sur kapılarına kadar uzanmaktadır. Bizans sur kapılarından günümüze İstanbul, Lefke ve Yenişehir Kapısı gelmiş, Göl Kapısı, Hotos Kapısı ve duvarlardaki diğer küçük kapılardan önemli bir kalıntı günümüze ulaşamamıştır. Bunlardan Lefke ve İstanbul kapıları Roma zafer takları biçiminde olup, MS.123 yılındaki depremden sonra surların içerisinde kalmıştır.
İznik surları güneybatıda zikzaklar çizerek uzanmaktadır. İznik surları ile ilgili ilk bilgileri Strabon vermektedir. Helenistik dönemde 16 stad (2.893) uzunluğundaki ilk şehir surlarının kalıntıları günümüze gelememekle beraber, o dönemde şehrin daha küçük olduğu ve surların da küçük kapsamlı olduğu anlaşılmaktadır. Günümüze gelen surların büyük bir bölümü MS.258-259 yıllarında Trakya’dan gelen göçlere karşı koyabilmek için İmparator Gallienus (253-260) zamanında yapılmaya başlanmış, Marinus, Quietus (260-261) döneminde çalışmalar devam etmiş, eski surlar yenilenmiştir.
İstanbul Kapısı yakınındaki burçlarda bulunan bir kitabede şehrin 727’de Arap ordularınca kuşatıldığı ve surların güçlendirilmesi için de İznik tiyatrosunun kesme taşlarının sökülerek burçlarda kullanıldığı öğrenilmektedir. İmparator III.Leon ve V.Constantinius’un özellikle surları güçlendirdiği ele geçen kitabelerden öğrenilmektedir. MS.740 yılındaki deprem İznik sur ve burçlarının bazı bölümlerini yıkmış ve İmparator II.Mikhail (847-867) 859 yılında surları yeniden düzenlemiştir. İznik’teki 1065 depremi surlara zarar vermiş ve Bizans imparatorluğu sırasında bu sırlar yeniden onarılmıştır. Laskarisler döneminden günümüze gelen bu surlar düzgün bir planı olmamakla beraber 4.970 m. uzunluğunda son derece düzgün bir savunma hattını oluşturmuştur.
İznik’te günümüze gelebilen surlar; ana surlar, ön surlar, hendekler ve kapılar olmak üzere dört ayrı bölümden meydana gelmiştir. Bunlardan ana surlar, 11 m. yüksekliğinde olup kare ve yarım yuvarlak kulelerle desteklenmişlerdir. Bunların önünde 16 m. uzaklığında daha alçak bir ön duvar ile içi su ile doldurulmuş bir hendek bulunuyordu.
Duvarlar üç sıra taş ve üç sıra tuğla ile örülmüştür. Bu yapı sistemi ile İznik surları İstanbul surlarına benzemektedir. İznik’in her iki sur duvarının da birbirlerinden 60-70 m. aralıklarla yerleştirilmiş, ana surda 108, dış surda 130 olmak üzere toplam 238 kulesi bulunuyordu. Roma ve Bizans döneminde yapılan bu surlardan Roma dönemine ait olanlar tuğladan, Bizans dönemine ait olanlar ise tuğla ve moloz taştan karışık olarak yapılmıştır. Kuleler genellikle iki katlı olup, katlar arasındaki üst örtüyü tonozlar meydana getirmiştir. Yakın tarihlere kadar bu kulelerin içerisinde freskoların bulunduğu da anlaşılmaktadır. Kulelerde sur duvarlarında olduğu gibi daha önceki dönemlere ait devşirme parçalar, mermerler çokça kullanılmıştır. Son derece sağlam ve korunaklı yapılan bu surlar Arap akınları, Haçlı seferlerine ve Selçuklulara karşı direnmiştir.
İstanbul’un Haçlılar tarafından 1204’te ele geçirilmesinden sonra Bizans imparatoru ve yönetimi İznik’e gelip burada Bizans İmparatorluğunu devam ettirmişlerdir. 1204-1261 yılları arasındaki bu dönemde İznik surları onarılmış, ön surlar yeni burçlarla desteklenmiştir.
Surlarla ilgili bilgileri ilk kez 1553-1555 yıllarında İznik’e gelen Besbek ile Dernschwam, Ch.Texier (1833), Fr.Von der Goltz (1891-1892), A.Korte (1893-1895) vermiş, plan ve krokilerini çizmişlerdir. Onların bu çalışmaları günümüzde yapılan kazılara ışık tutmuştur.
İznik sur kapılarından İstanbul ve Lefke kapılarını Roma İmparatoru Hadrianus’un(117-138), Yenişehir ve Göl kapılarını da İmparator II.Claudius Godhicus’un (268-270) yaptırdıkları ele geçen kitabelerden öğrenilmiştir. Roma İmparatorluk dönemi mimarisinin teknik ve üslubunu yansıtan bu kapılar aynı zamanda birer zafer takı görünümündedirler.